NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’L-VELİME

<< 1829 >>

ذكر الوقت الذي يجمع الناس فيه للأكل

11- Halkı Yemeğe Davet Etme Zamanı

 

أخبرنا عبيد الله بن سعد بن إبراهيم بن سعد قال ثنا عمي قال ثنا أبي عن صالح عن بن شهاب قال قال أنس بن مالك أصبح رسول الله صلى الله عليه وسلم عروسا بزينب بنت جحش وكان تزوجها بالمدينة فدعا الناس للطعام بعد ارتفاع النهار فجلس رسول الله صلى الله عليه وسلم وجلس معه رجال بعدما قام القوم حتى قام رسول الله صلى الله عليه وسلم فمشى ومشيت معه حتى بلغ باب حجرة عائشة وظن أنهم قد خرجوا فرجع ورجعت معه فإذا هم مكانهم فرجع ورجعت معه الثانية حتى بلغ حجرة عائشة فإذا هم قد قاموا فضرب بيني وبينه الستر وأنزل الحجاب

 

[-: 6581 :-] Enes b. Malik anlatıyor: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Zeyneb binti Cahş ile zifaf'a girerek sabahladı. Onunla Medine'de evlendi ve halkı güneş yükseldikten sonra yemeğe davet etti. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) halkla beraber oturdu ancak, halk gittikten sonra bir kaç adam gitmeyip kendisiyle oturup kaldılar. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) kalktı ve Hz. Aişe'nin odasının yanına gelene kadar yürüdü. Ben de kendisiyle beraber gittim. Adamların artık gittiğini sanıyordu. Ancak onların gitmediğini görünce yanlarına geri döndü. Ben de kendisiyle geri döndüm. Adamlar hala yerlerinde oturuyorlardı. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) onları bir daha bırakıp geri döndü. Ben de yine Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'le geri döndüm. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) Aişe'nin odası önüne gelince adamlar kalktı, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) de eve girince benimle kendisi arasına örtüyü çekti ve hicap (örtünme) ayeti indi.

 

Tuhfe: 1505

 

Diğer tahric: Hadisi Buhari, EdEbu'l-Müfred (5166, 5466), (1051), Müslim 1428 (93) ve Ahmed, Müsned (12716) rivayet etmişlerdir.

 

 

استقبال من قد دعي

12- Davetlileri Karşılama

 

أخبرنا قتيبة بن سعيد عن مالك بن أنس عن إسحاق بن عبد الله بن أبي طلحة أنه سمع أنس بن مالك يقول قال أبو طلحة لأم سليم لقد سمعت صوت رسول الله صلى الله عليه وسلم ضعيفا أعرف فيه الجوع فهل عندك شيء قالت نعم أخرجت له قراما من شعير ثم أخذت خمارا لها فلفت الخبز ثم أرسلتني إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فوجدت رسول الله صلى الله عليه وسلم جالسا في المسجد ومعه الناس فقمت عليهم فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم أرسلك أبو طلحة فقلت نعم قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لمن معه قوموا وانطلقت بين أيديهم وجئت أبا طلحة فأخبرته قال أبو طلحة يا أم سليم قد جاء رسول الله صلى الله عليه وسلم وليس عندنا من الطعام ما نطعمهم قال تالله ورسوله أعلم فانطلق أبو طلحة حتى لقي رسول الله صلى الله عليه وسلم فأقبل هو ورسول الله صلى الله عليه وسلم حتى دخلا فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم هلم يا أم سليم ما عندك فأتت بذلك الخبز فأمر به رسول الله صلى الله عليه وسلم ففت وعصرت أم سليم عكة لها فأدمته ثم قال فيه رسول الله صلى الله عليه وسلم ما شاء أن يقول ثم قال ائذن لعشرة فأذن لهم فأكلوا حتى شبعوا ثم خرجوا ثم قال ائذن لعشرة فأذن لهم فأكلوا حتى شبعوا ثم خرجوا ثم قال ائذن لعشرة فأذن لهم فأكلوا حتى شبعوا ثم خرجوا والقوم سبعون أو ثمانون رجلا

 

[-: 6582 :-] Enes b. Malik anlatıyor: Ebu Talha, Ümmü Suleym'e: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in sesinin zayıf çıktığını duydum ve bunun açlıktan olduğunu biliyorum. Yanında yiyecek bir şey var mı?" diye sordu. Ümmü Süleym: "Evet var" diye cevap verip birkaç arpa ekmeğini başörtüsü ile sardı ve beni Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gönderdi. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'i Mescid'de halkla oturur vaziyette buldum. Yanlarına ulaştığımda Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Seni Ebu Talha mı gönderdi?" dedi. Bende evet dedim. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) yanındakilere: "Kalkın!" dedi. Ben de kendileriyle beraber geldim ve Ebu Talha'ya haber verdim. Ebu Talha:

 

"Ey Ümmü Süleym! Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yanımıza geliyor ve onlara yedirecek bir şeyimiz yoktur" dedi. Ümmü Süleym: "Allah ve Resulü daha iyi bilir" dedi. Ebu Talha, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i karşılamaya çıktı ve onu içeri aldı. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) :

 

"Ey Ümmü Süleym! Yanında ne varsa getir" dedi. Ümmü Süleym hazırlamış olduğu ekmeği getirdi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ona, ekmeği doğramasını emretti. Ümmü Süleym ekmeği doğradı ve yağ tulumunu sıkarak onun içinden çıkanı katık yaptı. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah'ın dilediği şekilde bir şeyler okudu ve: "On kişiyi içeri alt" dedi. On kişiyi içeri aldı, karınıarı doyuncaya kadar yediler ve geri çıktılar. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "On kişi daha içeri alt" dedi. On kişiyi daha içeri aldı, yine karınları doyuncaya kadar yediler ve geri çıktılar. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "On kişi daha içeri alt" dedi. Onlar da geçip karınıarını doyurdular ve dışarı çıktılar. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'le gelenler yetmiş veya seksen kişi idi. Hepsi de karınlarını doyurdular.

 

Tuhfe: 200

 

Diğer tahric: Hadisi Buhari (422, 3578, 5381, 5450, 6688) Müslim 2040 (132, 133) Tirmizi (3630), Ahmed, Müsned (12491) ve İbn Hibban 5285, 6534) rivayet etmişlerdir.

 

 

 

[-: 6583 :-] Ebu Hureyre anlatıyor: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) normalde dışarı çıkmayacağı ve kimseyle buluşamayacağı bir saatte dışarı çıktı. Hz. Ebu Bekr ile karşılaştı ve: "Seni buraya getiren nedir? Ey Ebu Bekr!" deyince, Ebu Bekr: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yüzünü görmek ve ona selem vermek için geldim" dedi. O sırada Hz. Ömer geldi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Seni buraya getiren nedir? Ey Ömer!" deyince, Ömer: "Açlıktır ey Allah'ın Resulü" dedi. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "Bende de açlıktan bazı belirtiler var" dedi ve Ebu'l-Heysem b. et-Teyyihan el-Ensari'ye gittiler. Ebu'l-Heysem'in hurma ve koyunu çok olup hizmetçisi de yoktu. Onu evde bulamayınca hanımına: "Kocan nerede?" diye sordular. Hanımı: "Bize içme suyu getirmeye gitti" dedi ve o ara Ebu'l-Heysem ağzına kadar su dolu kırbasıyla geldi. Suyu yere bırakarak Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i karşılayıp, anam babam sana feda olsun demeye başladı. Onları bahçeye götürdü ve oturmaları için bir kilim serdi. Sonra bir hurma ağacına gidip bir salkım hurma toplayıp getirdi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Bize yaş hurmayı seçseydin" deyince: "Ey Allah'ın Resulü! Yaş ve kuru hurma da sizi muhayyer bırakmak istedim. Hangisinden isterseniz ondan yersiniz diye öyle yaptım" dedi. Hurmalardan yediler ve getirmiş olduğu sudan içtiler. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Canım elinde olan'a yemin olsun ki! Serin gölge, tatlı hurma ve soğuk su, kıyamet günü hesaba çekileceğiniz nimetlerdendir" buyurdu. Ebu'l-Heysem kendilerine yemek hazırlamak için gidince Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ona: "Süt sağılan hayvan kesme!" dedi. Onlara bir koyun veya bir keçi kesti ve kendilerine getirdi. Yemeklerini yedikten sonra Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Ebu'I-Heysem'e: "Hizmetçin var mı?" diye sorunca, Ebu'I-Heysem: "Yok" diye cevap verdi. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Bize savaş esirleri geldiği zaman yanımıza gel" buyurdu. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e iki esir getirildi ve bir üçüncüsü yoktu. Ebu'l-Heysem geldiğinde Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ona: "Bu ikisinden istediğini al" dedi. Ebu'I-Heysem: "Ey Allah'ın Resulü! Siz bana birini seçin" diye karşılık verdi. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) de: "İstişare edilen kimse güvenilir kişidir, sen bunu al. Bunun namaz kıldığını gördüm. Sen de ona bir iyilikte bulun" dedi. Ebu'l-Heysem hanımına gidip Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in dediklerini ona haber verdiğinde, hanımı:

 

"Sen Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in onu azad etmeni istediğini anlamadın mı?" dedi. Bunun üzerine Ebu'l-Heysem de onu azad etti. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Allah bir peygamber veya bir halife gönderdiği zaman kendisine iki dost sırdaş verir. Dostun biri ona iyilikleri emredip kötülüklerden yasaklar. Diğer dostu ise aklını bozar. Kötü dosttan korunan da bütün kötülüklerden korunmuş olur" buyurdu.

 

Tuhfe: 14977

 

7776. hadiste tahricine bakınız.

 

 

الهدية لمن عرس

13- Gelin ve Damad'a Hediye

 

أخبرنا قتيبة بن سعيد قال ثنا جعفر بن سليمان عن الجعد أبي عثمان عن أنس بن مالك قال تزوج رسول الله صلى الله عليه وسلم فدخل بأهله قال فصنعت أمي أم سليم حيسا قال فذهبت به إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فقلت إن أمي تقرئك السلام وتقول إن هذا لك منا قليل قال ضعه ثم قال اذهب فادع لي فلانا وفلانا وفلانا ومن لقيت وسمى رجالا فدعوت من سمى ومن لقيت قلت لأنس عددكم كانوا قال وذكر كلمة معناها زهاء المائة فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم ليتحلق عشرة عشرة وليأكل كل إنسان مما يليه فأكلوا حتى شبعوا فخرجت طائفة ودخلت طائفة قال لي يا أنس ارفع فرفعت فما أدري حين رفعت كان أكثر أم حين وضعت

 

[-: 6584 :-] Enes b. Malik anlatıyor: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) evlenip gerdeğe girdiği zaman annem Ümmü Süleym, çekirdeksiz hurma, yağ, keş ve un'dan yapılan bir yemek yaptı ve ben bu yemeği Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e götürüp:

 

"Annem size selam etti ve size layık olmasa da bu yemeği gönderdi" dedim. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Onu bırak, git filanı, filanı, filanı çağır ve kimi görürsen getir" deyip bazı kişilerin adını da söyledi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in saydığı kişileri çağırdım ve gördüğüm adamları beraberimde getirdim.

 

(Ca'd der ki): "Enes'e: "Kaç kişiydiniz?" diye sorduğumda, Enes: "Yaklaşık üç yüz kişiydik" anlamında bir şeyler söyledi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Onar kişi olarak daire şeklinde otursunlar ve herkes kendi önünden yesin" buyurdu. Herkes karnı doyana kadar yemeğini yedi. Bir grup çıkıyordu ve bir grup yemek için içeri giriyordu. Herkes yemeğini yedikten sonra Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Ey Enes! Yemeği kaldır!" dedi. Ben de yemeği kaldırdığımda yemeğin koyduğum zaman mı, kaldırdığım zaman mı daha fazla olduğunu anlayamadım.

 

11352. hadiste tekrar gelecektir. - Tuhfe: 513

 

Diğer tahric: Hadisi Müslim 1428 (94, 95), Tirmizi (3218), Ahmed, Müsned (12669) ve İbn Hibban (4062) rivayet etmişlerdir.