ذكر
الوقت الذي
يجمع الناس
فيه للأكل
11- Halkı Yemeğe Davet
Etme Zamanı
أخبرنا عبيد
الله بن سعد
بن إبراهيم بن
سعد قال ثنا
عمي قال ثنا
أبي عن صالح
عن بن شهاب
قال قال أنس
بن مالك أصبح
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم عروسا بزينب
بنت جحش وكان
تزوجها
بالمدينة
فدعا الناس
للطعام بعد
ارتفاع
النهار فجلس
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم وجلس معه
رجال بعدما
قام القوم حتى
قام رسول الله
صلى الله عليه
وسلم فمشى
ومشيت معه حتى
بلغ باب حجرة
عائشة وظن
أنهم قد خرجوا
فرجع ورجعت
معه فإذا هم
مكانهم فرجع
ورجعت معه
الثانية حتى
بلغ حجرة عائشة
فإذا هم قد
قاموا فضرب
بيني وبينه
الستر وأنزل
الحجاب
[-: 6581 :-] Enes b. Malik anlatıyor:
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Zeyneb binti Cahş ile zifaf'a girerek
sabahladı. Onunla Medine'de evlendi ve halkı güneş yükseldikten sonra yemeğe
davet etti. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) halkla beraber oturdu ancak,
halk gittikten sonra bir kaç adam gitmeyip kendisiyle oturup kaldılar.
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) kalktı ve Hz. Aişe'nin odasının yanına
gelene kadar yürüdü. Ben de kendisiyle beraber gittim. Adamların artık
gittiğini sanıyordu. Ancak onların gitmediğini görünce yanlarına geri döndü.
Ben de kendisiyle geri döndüm. Adamlar hala yerlerinde oturuyorlardı.
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) onları bir daha bırakıp geri döndü.
Ben de yine Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'le geri döndüm. Nebi
(sallallahu aleyhi ve sellem) Aişe'nin odası önüne gelince adamlar kalktı,
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) de eve girince benimle kendisi arasına
örtüyü çekti ve hicap (örtünme) ayeti indi.
Tuhfe: 1505
Diğer tahric: Hadisi
Buhari, EdEbu'l-Müfred (5166, 5466), (1051), Müslim 1428 (93) ve Ahmed, Müsned
(12716) rivayet etmişlerdir.
استقبال
من قد دعي
12- Davetlileri
Karşılama
أخبرنا
قتيبة بن سعيد
عن مالك بن
أنس عن إسحاق
بن عبد الله
بن أبي طلحة
أنه سمع أنس
بن مالك يقول
قال أبو طلحة
لأم سليم لقد
سمعت صوت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
ضعيفا أعرف
فيه الجوع فهل
عندك شيء قالت
نعم أخرجت له
قراما من شعير
ثم أخذت خمارا
لها فلفت
الخبز ثم
أرسلتني إلى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فوجدت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم جالسا في
المسجد ومعه
الناس فقمت
عليهم فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
أرسلك أبو
طلحة فقلت نعم
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم لمن معه
قوموا
وانطلقت بين
أيديهم وجئت
أبا طلحة
فأخبرته قال
أبو طلحة يا
أم سليم قد
جاء رسول الله
صلى الله عليه
وسلم وليس
عندنا من الطعام
ما نطعمهم قال
تالله ورسوله
أعلم فانطلق
أبو طلحة حتى
لقي رسول الله
صلى الله عليه
وسلم فأقبل هو
ورسول الله
صلى الله عليه
وسلم حتى دخلا
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم هلم
يا أم سليم ما
عندك فأتت
بذلك الخبز فأمر
به رسول الله
صلى الله عليه
وسلم ففت وعصرت
أم سليم عكة
لها فأدمته ثم
قال فيه رسول
الله صلى الله
عليه وسلم ما
شاء أن يقول
ثم قال ائذن
لعشرة فأذن
لهم فأكلوا
حتى شبعوا ثم
خرجوا ثم قال
ائذن لعشرة
فأذن لهم
فأكلوا حتى
شبعوا ثم
خرجوا ثم قال
ائذن لعشرة
فأذن لهم
فأكلوا حتى
شبعوا ثم
خرجوا والقوم
سبعون أو
ثمانون رجلا
[-: 6582 :-] Enes b. Malik anlatıyor:
Ebu Talha, Ümmü Suleym'e: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in sesinin
zayıf çıktığını duydum ve bunun açlıktan olduğunu biliyorum. Yanında yiyecek
bir şey var mı?" diye sordu. Ümmü Süleym: "Evet var" diye cevap
verip birkaç arpa ekmeğini başörtüsü ile sardı ve beni Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem)'e gönderdi. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'i Mescid'de
halkla oturur vaziyette buldum. Yanlarına ulaştığımda Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem):
"Seni Ebu Talha mı
gönderdi?" dedi. Bende evet dedim. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)
yanındakilere: "Kalkın!" dedi. Ben de kendileriyle beraber geldim ve
Ebu Talha'ya haber verdim. Ebu Talha:
"Ey Ümmü Süleym!
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yanımıza geliyor ve onlara yedirecek
bir şeyimiz yoktur" dedi. Ümmü Süleym: "Allah ve Resulü daha iyi bilir"
dedi. Ebu Talha, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i karşılamaya çıktı
ve onu içeri aldı. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) :
"Ey Ümmü Süleym!
Yanında ne varsa getir" dedi. Ümmü Süleym hazırlamış olduğu ekmeği
getirdi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ona, ekmeği doğramasını
emretti. Ümmü Süleym ekmeği doğradı ve yağ tulumunu sıkarak onun içinden çıkanı
katık yaptı. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah'ın dilediği şekilde
bir şeyler okudu ve: "On kişiyi içeri alt" dedi. On kişiyi içeri
aldı, karınıarı doyuncaya kadar yediler ve geri çıktılar. Resulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem) : "On kişi daha içeri alt" dedi. On
kişiyi daha içeri aldı, yine karınları doyuncaya kadar yediler ve geri
çıktılar. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "On kişi daha içeri
alt" dedi. Onlar da geçip karınıarını doyurdular ve dışarı çıktılar.
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'le gelenler yetmiş veya seksen kişi
idi. Hepsi de karınlarını doyurdular.
Tuhfe: 200
Diğer tahric: Hadisi
Buhari (422, 3578, 5381, 5450, 6688) Müslim 2040 (132, 133) Tirmizi (3630),
Ahmed, Müsned (12491) ve İbn Hibban 5285, 6534) rivayet etmişlerdir.
[-: 6583 :-] Ebu Hureyre anlatıyor:
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) normalde dışarı çıkmayacağı ve kimseyle
buluşamayacağı bir saatte dışarı çıktı. Hz. Ebu Bekr ile karşılaştı ve:
"Seni buraya getiren nedir? Ey Ebu Bekr!" deyince, Ebu Bekr:
"Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yüzünü görmek ve ona selem
vermek için geldim" dedi. O sırada Hz. Ömer geldi. Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem):
"Seni buraya
getiren nedir? Ey Ömer!" deyince, Ömer: "Açlıktır ey Allah'ın
Resulü" dedi. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "Bende de açlıktan
bazı belirtiler var" dedi ve Ebu'l-Heysem b. et-Teyyihan el-Ensari'ye
gittiler. Ebu'l-Heysem'in hurma ve koyunu çok olup hizmetçisi de yoktu. Onu
evde bulamayınca hanımına: "Kocan nerede?" diye sordular. Hanımı:
"Bize içme suyu getirmeye gitti" dedi ve o ara Ebu'l-Heysem ağzına
kadar su dolu kırbasıyla geldi. Suyu yere bırakarak Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem)'i karşılayıp, anam babam sana feda olsun demeye başladı.
Onları bahçeye götürdü ve oturmaları için bir kilim serdi. Sonra bir hurma
ağacına gidip bir salkım hurma toplayıp getirdi. Resulullah (sallallahu aleyhi
ve sellem):
"Bize yaş hurmayı
seçseydin" deyince: "Ey Allah'ın Resulü! Yaş ve kuru hurma da sizi
muhayyer bırakmak istedim. Hangisinden isterseniz ondan yersiniz diye öyle
yaptım" dedi. Hurmalardan yediler ve getirmiş olduğu sudan içtiler. Nebi (sallallahu
aleyhi ve sellem):
"Canım elinde
olan'a yemin olsun ki! Serin gölge, tatlı hurma ve soğuk su, kıyamet günü
hesaba çekileceğiniz nimetlerdendir" buyurdu. Ebu'l-Heysem kendilerine
yemek hazırlamak için gidince Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ona:
"Süt sağılan hayvan kesme!" dedi. Onlara bir koyun veya bir keçi
kesti ve kendilerine getirdi. Yemeklerini yedikten sonra Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem) Ebu'I-Heysem'e: "Hizmetçin var mı?" diye sorunca,
Ebu'I-Heysem: "Yok" diye cevap verdi. Nebi (sallallahu aleyhi ve
sellem):
"Bize savaş
esirleri geldiği zaman yanımıza gel" buyurdu. Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem)'e iki esir getirildi ve bir üçüncüsü yoktu. Ebu'l-Heysem
geldiğinde Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ona: "Bu ikisinden
istediğini al" dedi. Ebu'I-Heysem: "Ey Allah'ın Resulü! Siz bana
birini seçin" diye karşılık verdi. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) de:
"İstişare edilen kimse güvenilir kişidir, sen bunu al. Bunun namaz kıldığını
gördüm. Sen de ona bir iyilikte bulun" dedi. Ebu'l-Heysem hanımına gidip
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in dediklerini ona haber verdiğinde,
hanımı:
"Sen Resulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem)'in onu azad etmeni istediğini anlamadın mı?"
dedi. Bunun üzerine Ebu'l-Heysem de onu azad etti. Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem):
"Allah bir
peygamber veya bir halife gönderdiği zaman kendisine iki dost sırdaş verir.
Dostun biri ona iyilikleri emredip kötülüklerden yasaklar. Diğer dostu ise
aklını bozar. Kötü dosttan korunan da bütün kötülüklerden korunmuş olur"
buyurdu.
Tuhfe: 14977
7776. hadiste
tahricine bakınız.
الهدية
لمن عرس
13- Gelin ve Damad'a
Hediye
أخبرنا
قتيبة بن سعيد
قال ثنا جعفر
بن سليمان عن
الجعد أبي
عثمان عن أنس
بن مالك قال
تزوج رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
فدخل بأهله
قال فصنعت أمي
أم سليم حيسا
قال فذهبت به
إلى رسول الله
صلى الله عليه
وسلم فقلت إن
أمي تقرئك
السلام وتقول
إن هذا لك منا
قليل قال ضعه
ثم قال اذهب
فادع لي فلانا
وفلانا
وفلانا ومن
لقيت وسمى
رجالا فدعوت
من سمى ومن
لقيت قلت لأنس
عددكم كانوا
قال وذكر كلمة
معناها زهاء
المائة فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم ليتحلق
عشرة عشرة
وليأكل كل
إنسان مما يليه
فأكلوا حتى
شبعوا فخرجت
طائفة ودخلت
طائفة قال لي
يا أنس ارفع
فرفعت فما
أدري حين رفعت
كان أكثر أم
حين وضعت
[-: 6584 :-] Enes b. Malik anlatıyor:
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) evlenip gerdeğe girdiği zaman annem Ümmü
Süleym, çekirdeksiz hurma, yağ, keş ve un'dan yapılan bir yemek yaptı ve ben bu
yemeği Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e götürüp:
"Annem size selam
etti ve size layık olmasa da bu yemeği gönderdi" dedim. Resulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem): "Onu bırak, git filanı, filanı, filanı
çağır ve kimi görürsen getir" deyip bazı kişilerin adını da söyledi.
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in saydığı kişileri çağırdım ve
gördüğüm adamları beraberimde getirdim.
(Ca'd der ki):
"Enes'e: "Kaç kişiydiniz?" diye sorduğumda, Enes: "Yaklaşık
üç yüz kişiydik" anlamında bir şeyler söyledi. Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem):
"Onar kişi olarak
daire şeklinde otursunlar ve herkes kendi önünden yesin" buyurdu. Herkes
karnı doyana kadar yemeğini yedi. Bir grup çıkıyordu ve bir grup yemek için
içeri giriyordu. Herkes yemeğini yedikten sonra Nebi (sallallahu aleyhi ve
sellem):
"Ey Enes! Yemeği
kaldır!" dedi. Ben de yemeği kaldırdığımda yemeğin koyduğum zaman mı,
kaldırdığım zaman mı daha fazla olduğunu anlayamadım.
11352. hadiste tekrar
gelecektir. - Tuhfe: 513
Diğer tahric: Hadisi
Müslim 1428 (94, 95), Tirmizi (3218), Ahmed, Müsned (12669) ve İbn Hibban
(4062) rivayet etmişlerdir.